Aranıyor...
Sonuç bulunamadı.
Yeri geldi de aklımıza geldi, Faik Paşa Caddesi’ni Çukurcuma’yı kim unutabilir? Hâlâ gönlümüzün semti, “yeni İstanbul”dan bunaldığımız an sokaklarına dalıp, hatıralarla renklendirilmiş mazisine sığındığımız “eski Beyoğlu”ndayız! Küçük antika dükkânlarda ve sanat galerilerinde icrayı zanaat eyleyenlerin içlerine dalıyoruz ve nostaljik hayıflanmalarımızla silüetli tarihe pencere açıyoruz…
Devam edelim: Galata çeperi içinde keyifli bir konaklamaya müsait bir mekândayız.
Çukurcuma’daki The Soul Hotel’in dev kanatlı kapısını aralıyoruz.
Yüzyıl dönümünün eksiksiz tatlarını barındıran bu yapı, bir demlerin ünlü mimarı Georgiades Kardeşlerin eseri. Ama ne yapı! Tam keyif sürülecek, salonlarında güzel müzik dinleyecek, odalarında edebiyat terennüm edilecek bir letafetli otel! 20.yüzyılın ilk çeyreğinde “inşa” edilmiş.
Tonet sandalyeler, “bergerè” koltuklar, klasik küçük masalar, duvarlarda eski freskler, modern banyolar… Favorimiz Galata Kulesi manzaralı odaları oluyor. Dikkatinizi çekelim, yüksek tavanlar elvan renklerle nakışlı, usta ellerin tezgâhından geçtiği belli. Tam eski İstanbul düşlerine yelken açılacak rafine bir ortam burası.
Sadece yetişkinlere hitap ediyorlar. Evcil hayvan kabul edilmiyor.
İstanbul Havalimanı yaklaşık 45 dk uzaklıkta.
Son bir detay: ekolojik evrim kavrayaşında The Soul Hotel; çöplerini ayırıyor, odalardaki havluları her gün değiştirmiyor ve mutfaklarında vegan/vejetaryen menüler hazırlıyor. Yaşasın ekolojik varoluş değil mi!