Ürgüp Küçük ve Butik Otelleri

İlk adımı attığınız anda, sanki zaman durmuş da taşlara sinmiş hatıraları fısıldıyor gibi. Ürgüp, sadece bir coğrafya değil; geçmişin, doğanın ve insanın el ele verdiği bir şiir gibi. Kapadokya’nın kalbinde, peri bacalarının gölgesinde kurulmuş bu eşsiz kasaba; hem gökyüzüne yükselen balonlarla hem de yüzyılların ötesinden gelen hikayeleriyle sizi büyülemeye hazır.Ürgüp’e geldiğinizde aslında bir yer gezmiyorsunuz; binlerce yıllık medeniyetlerin ayak izlerini takip ediyorsunuz. Frigler, Persler, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar… Her biri bir şey bırakmış burada; bir kaya kilisesi, bir yeraltı şehri, bir taş konak, bir su kuyusu.Özellikle Ürgüp’ün tarihi taş evleri… Sessizce sizi izleyen bu yapılar, geçmişin zarafetini bugüne taşıyor. Bir zamanlar avlusunda sabah kahvesi içilen, taş duvarlarında şaraplar olgunlaşan o evlerde şimdi oteller var. Ama endişelenmeyin, ruhu hala orada. Kalırsanız, gecenin bir vakti bir taşın arasından fısıldayan geçmişi duyabilirsiniz belki…Sabahın çok erken saatinde, serinlik henüz yerini güneşin sıcaklığına bırakmamışken kalkın. Çünkü gün doğumunu balonlarla karşılamak, Ürgüp’te yaşanacak en özel anlardan biri. Gökyüzü renk cümbüşüne dönerken, onlarca balon süzülüyor vadilerin üzerinden… Aşağıda ise Göreme, Ortahisar, Avanos ve elbette Ürgüp; adeta uyanmak üzere olan bir rüya gibi.O an nefes almayı unutuyorsunuz. Sadece bakıyorsunuz. Ve içinizden “İyi ki gelmişim” diyorsunuz.

Gezilecek Yerler: Vadiler, Şaraplar, Hikayeler

Üç Güzeller: Ürgüp’ün simgesi haline gelen bu peri bacaları, doğal güzellikleriyle ve de hikayeleriyle sizi içine çeker. Dilek tutmayı unutmayın, rivayetlere göre burada tutulan dilekler yerini bulurmuş.

Temenni Tepesi: Şehri yüksekten görmek isterseniz rotanızı buraya çevirin. Güneşin batışını da yakalarsanız, taş binaların arasından süzülen altın tonlarıyla fotoğraflar unutulmaz olur.

Ürgüp Şarap Evleri: Yıllara meydan okuyan taş mahzenlerde, bölgenin meşhur üzümlerinden yapılan şaraplar bekliyor sizi. Turasan Şarap Evi gibi üreticilerde tadım yapabilir, hatta birkaç şişe yanınıza alabilirsiniz. Ama itiraf edelim, oradaki atmosferle içilen bir yudum şarabın yerini hiçbir şey tutmuyor.

Mustafapaşa (Sinasos): Ürgüp’e çok yakın bu eski Rum köyü, taş işçiliğiyle bezeli evleri, manastırları ve sokak kedileriyle başka bir zaman diliminde geziyormuşsunuz hissi verir. Bir kafede oturup çayınızı yudumlarken, yan masada oturan yaşlı bir amcadan bölgenin hikâyelerini duyabilirsiniz.

Lezzet Durakları

• Testi kebabının o yavaş yavaş pişen lezzeti,
• Ürgüp mantısının minik ama iddialı dokunuşu,
• Tandırda pişmiş kabak tatlısı ve cevizin sıcacık eşliği…
• Bir de, bağbozumu zamanında geldiyseniz, yerel pazarlar ve şarapçılar cıvıl cıvıldır. Üzüm salkımları, cevizler, ev yapımı pestiller… Her biri, buradan dönerken hatıralarınızla birlikte çantanıza girecek.

Ürgüp’te Ne Yapılır?

• Balona binin. En az bir kere. Hem de çok erken kalkmak gerekiyorsa bile…
• Taş sokaklarda saatlerce yürüyün. Kaybolmaktan korkmayın.
• Bir tepenin üstünde gün batımını izleyin.
• Bir taş ev otelde konaklayın. Geceleri sessizliği dinleyin.
• Yerel bir kahvede çay için. Yan masadan duyacağınız hikayeler, en iyi gezi kitaplarından bile zengin olabilir.