Aranıyor...
Sonuç bulunamadı.
Hayrı muazzam baharın şerefine kendimizi gene seyahatlerde bulduk tabii. Çünkü feyzimizi tabiattan alıyoruz.
Bahar izlencelerimizdeki ilk noktamız Ağva oluyor. Vaat ettiği güzellikler açısından eşsiz bir yer burası bizim fikrimizce. Nehir boyunca gizli kalmış doğa manzaralarını, Kilimli Koyu’nu, Hacıllı Köyü’nü ve Hacıllı Şelalesi’ni selamlıyoruz. Özellikle gün batımında Kilimli Koyu’nun büyüleyici bir ortamı var.
Zaten gün doğumlarını ve gün batımlarını seyri sefaya dalmak bizim için bir gelenek…
Eğer sizin de bizim gibi uzun doğa yürüyüşlerine eğiliminiz varsa, yeşillikler içinde kaybolmuş Hacıllı Şelalesi’ne trekking yapmanızı mutlaka öneririz! Hem böylece köyün güzel manzaralı bahar halini de görmüş olursunuz. Ve, Ağva Nehri… İnsan burada bol bol vakit geçirmeli, hatta tüm günü geçirmeli.
Bizim de nehir kenarındaki durağımız romantik ve doğaya özgü sadeliğini her daim koruyan Ağva Park Mandalin oluyor. Her sabah nehirden yansıyan güneş ışığıyla, bahçedeki dev ağaçların ahengine hayran olmak için önümüzde koca bir gün olması minnete değer bir durum… Park Mandalin’in narenciye ağaçlarının altında, içe ferahlık veren sıcak tonlardaki odalarından jakuzili taş odadayız. Yatağında yüzyıllarca dinlenmeyi yeğliyor bize resmen, öyle bir konfor. Evcil dostlarımızı da kapıları açık. Ev sahibi Nuriye Hanım 3o yıl evvelden gelen deneyimli ve nazik misafirperverliği ile konuklarını/bizleri aynı içtenlikle ağırlıyor. Böyle yaşayan bir mekânda hazırlanan kahvaltılar da akşam yemekleri de doğal olarak çeşitleniyor. Akşam, nehir kenarındaki ahşap iskelede oturup yemek yerken -biraz hayal gücüyle- kendimizi Amazon’un derinliklerindeki bir nehir lodge’unda zannediyoruz. Mutfaklarında sevgi dolu yemeklerinden olan saç kavurma, Viyana usulü schnitzel ve mezeleri harika!
Ağva Park Mandalin solmayan yabani gül misali, bir gelen bir daha unutamıyor…