Aranıyor...
Sonuç bulunamadı.
Ver elini Datça’ya!
Datça’nın kıvrımlı yollarında; küçük taş evlerden oluşan küçücük kasabalarını, yeşil yeşil tepelerini, bağlarını, yol kenarındaki gözlemecilerini geçip Ovabükü’ne varıyoruz. Denize fısıldayan otel işte karşımızdasın: Ova Küçük Otel! İnsanı kendine kilitleyen bir etkisi var Ova’nın. Öyle sakin, öyle huzurlu ki… Odaları neredeyse denize sıfır. Her köşe olması gerektiği gibi. Tertip, düzenin de ötesinde; geçmiş anlarımızın güzel anıları dolaşıyor sanki ortalıkta.
Mutlu anılarımız…
Mutfaklarında da işi tamamen doğaya bırakıyorlar. Datça’nın zeytinleri, bademleri, balı, hakiki sızma zeytinyağı ile hazırladıkları lezzetler ile Ovabükü Koyunda demleniyoruz. Akabinde, insan elinin doğanın elini doğrudan tamamladığı; Gökova körfezinin en kıymetlilerinden Knidos’a gün batımı sefası izlemeye gidiyoruz. Özel bir öneri lazımsa; Gökova’nın güzel kıyılarını ve adalarını gezmenizi öneririz. Türkiye’nin bu uzak, güneybatı sahilini keşfetmek için güzel bir rota bu! Ova Küçük Otel’de ev sahipleri Emel Hanım ve İsmail Bey’in bilgelikleri, misafirperverlikleri, dinginlikleri sayesinde her şey o kadar yerli yerinde ki… Çocuklu ailelerin de rahat edeceği bir konfor alanı sunuyorlar…
Antik dönemin ünlü merkezlerinden Kos ile Rodos adaları arasında kurulmuş olan Knidos, Karya bölgesinin en önemli merkezlerinden biri ve Halikarnassos’tan sonra bilinen ikinci bir Dor kentidir. Peleponnes’ten gelen Dorlar, Rodos ve Kos yerleşimlerinden kısa bir süre sonra Knidos kentini kurmuşlardır.