Aranıyor...
Sonuç bulunamadı.
Yaz bütün görkemiyle Kuzey Ege’de yaşanmaya devam ediyor. Assos’un zeytinlikleri, dizi dizi tepeleri nazlı nazlı boy gösterdikten sonra deniz silsilesi başlıyor kıyıda. Mavi, mavi, mavi… Bu manzarayla sarhoş olmuş vaziyette Kadırga Koyu’na doğru gidiyorum. Burası Assos’a 2 km uzaklıkta mavi bayraklı upuzun bir plaj.
Yaz demek; deniz-kum-güneş üçgeni demek değil mi? Ben de Kadırga Koyu’nun doğasının tadını çıkarabildiğim; palmiye ve zeytin ağaçları a
ltındaki Club Kavala Beach Hotel’de alıyorum soluğu.
Sakin ruhunu ve doğallığını koruyan Kavala, denize girmemin keyfini rahat, süzülmüş bir ortamda çıkarabilmem için çok güzel bir yer. ‘’Yöresel’’ yine anahtar kelime burada. Yöreseli aşırıya kaçmayan, doğal bir enstantane halinde hem de…
Yeşillikler içinde bir bahçe üzerine kurulmuş Kavala’nın konakladığım bahçe odalarında güne kuş sesleriyle uyanıyor, sofralarda iştah kabartan lezzetli ürünlerin tadını çıkarıyorum. Gündüzü ayrı güzel, gecesi ayrı güzel Kavala’nın. Gündüzleri denize girdiğim, geceleri güzel müzikler eşliğinde takılabileceğim keyifli bir ortamları var. Koyda sabah yürüyüş yaptıktan sonra, serinlemek için iskeleden hemen denize atlamak: ne iyi yapmışım da gelmişim dedirtiyor insana! Mutlu olmak bu kadar basit aslında…
Denizin renginin tadını çıkarabileceğiniz bu ortamı kaçırmayın derim. Odalarının çoğunun önünde kendi balkonları ya da ufak verandaları var. Çocuklu aileler için ideal. Uçakla gelecekler için Edremit Havaalanı 85 km uzaklıkta bulunuyor.
Buralara kadar gelmişken Behram’a, Adatepe Köyü’ne, Zeus Altarı’na gitmenizi tavsiye ederim.
Assos Antik kentinin tarihçesi M.Ö. 6.yy'a kadar gidiyor. Zamanında kent, yüzünü denize dönmüş ve teraslarla iniliyormuş denize. Osmanlıların yerleşmesinden sonra yerleşim ters istikamette gelişme göstermiş ve Behramkale köyü ortaya çıkmış. Kent sönmüş bir volkanik tepe üzerine, andezit kayalıkları arasına, denizden 236 metre yüksekliğe kurulmuş. Assos'un etrafında bol bulunan andezit taşı kentin inşasında kullanılmış. Assos taşı zor işlenen ama çok dayanıklı bir taş. Eskiler onun için insan yiyen taş diyorlarmış. Bu taştan yapılan lahitler zamanında Assos'dan ihraç edilen bir ürünmüş. Assos'da arkeolojik ilk kazı 1881-1883 yıllarında Amerikalı bir arkeoloji grubu tarafından yapılmış.1981 yılında tekrar başlayan kazılarda ilk olarak nekrapol yani mezarlık ortaya çıkarılmış. Akropolün kuzey köşesinde Osmanlı Sultanı I. Murat'ın 14. yüzyılda yaptırdığı tek kubbeli cami bulunuyor. Behramkale köyü sınırlarındaki Osmanlı döneminden kalma köprü tümüyle ayakta olup halen kullanılıyor.