Aranıyor...
Sonuç bulunamadı.
Hayata ait zenginliğimin arttığı Selimiye’den merhaba 🌺
Yeşillerle deniz; bahar sıcağının taze ot kokularıyla birlikte uzanıyor Selimiye’de. Bu manzarayı izleye izleye varıyorum Boho Garden’a.
Fransızların “douceur de vivre” dedikleri şey, her bir yandan fışkırıyor sanki Boho Garden’da bana. Kişisel mutluluğumdan kaynaklanmayan, salt canlı olduğum için duyduğum, nedenini bilmediğim bir yaşama keyfi bu. Bunun için derin bir soluk alıp, havayı koklamam yetiyor Boho Garden’da…
Boho Garden müthiş bir “hümanizma” içeren bir mekân. 5 farklı oda tipinde bambaşka tarzlar var. Yalın&modern, loft, eklektik, küvetli/jakuzili gibi. Tüm oda tiplerinde de insanın aklı kalıyor. Gönlümün prensesi: Patio👒
Ev sahipleri Işık ve Oktay; otelcilik mesleklerini çok seviyorlar. Çünkü bu meslek gerçek bir konukseverlik demektir. İnsan ağırlamayı, insanlara “deneyim” alanları sunmayı önemsedikleri her detaylarında belirgin. Doğacı, korumacı yaklaşımları da vazgeçilmez tabii. Yörede istihdam sağlıyorlar, mutfaklarında bölgenin yerel zeytinyağını kullanıyorlar, kendi ağaçlarından topladıkları zeytini kahvaltıda sunuyorlar. Yine kahvaltıda sundukları pekmezi, tahini, peynirleri, tereyağını, reçelleri vs. ya kendileri üretiyorlar ya da Türkiye coğrafyasında geleneksel olarak üreten artizan üreticilerden temin ediyorlar. Taze sebze sunabilmek için kendi bostanlarını kurmuşlar. Tesisteki iki ayrı havuz da tuzlu su havuzu, klora maruz kalmadan çok keyifli bir havuz deneyimi sunuyorlar. Buklet malzemeleri doğaya saygılı ürünlerden oluşuyor, enerji tüketimini azaltmak için kartlı sistemleri tercih ediyorlar. Su arıtma sistemleri sayesinde tesiste kullanılan su kalitesi çok yüksek.
Bir “Küçük Otel”de ne vardır? Huzur, manzara, misafirperverlik, konfor, lezzet, sessizlik, ferahlık, rafinelik, deneyim. Bunların hepsi Boho Garden’da var, hem de en güzel biçimleriyle. İtalyanlar, “Napoli’yi gör de öl” derler ya, ben de “Boho Garden’ı görün ve yaşayın” diyorum size… Dileyen misafirlere balayı paketi gibi çeşitlilik de sunuyorlar.
Selimiye hâlâ daha küçük bir kasaba olarak çekiciliğini koruyor. Denizinin ve koylarının güzelliğini görmeniz için tekne yolculuğuna çıkmanız gerek. Bence bir sahil anca, hemen ötesinde berisinde yükselen dağlar, tepeler olunca güzelleşiyor. Bu yarımadada bu atmosferi yakalayabiliyorum ben. Sizce?
Akşam olunca iştahınızı sahildeki Sardunya Restoran’ın kalamar tavasına ya da lagos buğulamasına; Gritimu’nun mezelerine ve beğendili ahtapotuna; Hidayet’in Yerinde’nin ızgara levreğine saklayın derim! Nefisti bu yediklerim…
Boho Garden ile ilgili bir parantez: (Her yaştan çocuklu ailelerin rahatlıkla kalabileceği genişliğe ve konfora sahip.
🐶 Evcil hayvan için uygun değiller.)