
Kumsalıyla Öne Çıkan En Güzel Plaja Sahip Oteller
Daha yaz mevsimi gelmeden başlar tatil planları… Zevkimize ve bütçemize uygun otel bulabilmek, plajı güzel olsun, kumu şöyle olsun, denizi böyle olsun gibi beklentiler kararımızı verene kadar da bitmez. Zaten çabucak bitiveren yaz tatilimizde, vaktimizin çoğunu geçirdiğimiz, gün boyu güneşlenip denize girdiğimiz plajın da güzel ve temiz olması bizim için oldukça önemlidir. Üç tarafı masmavi denizlerle çevrili ülkemizin hemen hemen her kıyısında muhteşem denizi ve plajı ile ünlü, mavi bayraklı pek çok konaklama tesisi mevcut. Tesisin güzel ve temiz bir plaja sahip olması göz zevkimizin yanında sağlığımız için de önemli. Plajın güzelliği ve temizliği çocuklu aileler için de dikkat edilmesi gereken noktalardan biri. Eğer siz de tatilinizi planlarken otel plajınızın güzel olmasını ön planda değerlendiriyorsanız, sizin için seçmiş olduğumuz hemen hemen her bölgeden en güzel plaja sahip farklı otelleri, sitemizden inceleyebilirsiniz.
1- Villa Mahal - Kalkan
Kalkan’ın o muazzam manzarasına karşı yer alan Villa Mahal, gerçekten bir huzur noktası. Yamaçta sıralanmış 13 odası, suitleri ve 4 villasıyla sakin bir atmosferi var. Zeytin, limon ve incir ağaçlarıyla çevrili geniş bahçesinde dolaşırken, Akdeniz’in o güzelim bitkileriyle bir arada olmak gerçekten keyifli. İpek Tolbas’ın Kalkan’ı keşfetmesiyle başlayan bu yolculuk, buraya özel bir ruh katmış. Her odası, sade ve şık bir dekorasyonla sizi karşılıyor, bir adım attığınızda kendinizi rahatlamış ve huzurlu hissediyorsunuz. 181 basamaktan oluşan o doğal taş merdivenleri, sizi doğanın kucakladığı o sakin plaja götürüyor. Deniz o kadar berrak ki, Caretta kaplumbağalarını bile görmek mümkün. Zeytin ağaçlarının gölgesinde, şezlonglarda dinlenmek, gerçekten bedeni ve ruhu dinlendiren bir şey. Akşamları, denizin üstünde aydınlatmalarla süzülen şık bir restoran ortamı var. Bir yanda dalga sesleri, diğer yanda taze bir Akdeniz kahvaltısı, güne başlamanın en güzel yolu. Burada zaman sanki biraz daha yavaş geçiyor, sadece doğa ve huzurla kalıyorsunuz.
2- Changa Otel - Adrasan
Changa Otel, bireysel rahatlığa önem veren bir mekan. Keyifle huzurun, neşeyle müziğin özlemiyle inşa edilmiş. Ve alakart restoranlarında da lezzet muhiti hedeflenmiş. Mutfak ihtisasla tasarlanmış, ihtimamla geliştirilmiş. Şöyle ki otelde yarım pansiyon şeklinde hizmet veriyorlar. Her akşam dumanı üstünde tüten bir çorba, dört çeşit zeytinyağlı meze, salata ve ızgara (çipura, levrek, köfte gibi) çeşitler oluyor. Favanın ve humusun tadı nadir bulunur lezzette , salatalar diri ve yeşil, balıklar taze. Her şey ölçülü ve saygılı, özen mükemmel… Hele bir de dolunay zamanında bir yanda gün batarken bir yanda ay doğar… Bin şükran.
3- Blanca Beach Hotel - Kaş
Blanca Beach Hotel, Kaş’ın Çukurbağ Yarımadası yolunda, meşhur Hidayet Koyu’nda yer alıyor. Otelin misafirlerine ait ayrı bir plaj kısmı var ve denize buradan girilebiliyor. Koy öyle berrak ki yüzerken kendi gölgenizi bile görebiliyorsunuz. Sessiz, sakin, nezih bir tatil arayanlar için tam da olması gereken yer. Denize sıfır konumu, şık odaları ve lezzetli yemekleriyle huzurlu bir tatil için ideal.
4- Pilos Deluxe Hotel - Turunç Marmaris
Pilos Deluxe, öyle bir yer ki… Gittikten sonra uzun süre aklınızdan çıkmıyor. Hani bazı anlar vardır ya, yıl boyunca yorgun düştüğünüzde hayalini kurduğunuz, “bir gün gideceğim” dediğiniz… Pilos, o hayalin ta kendisi. Turunç gibi pek de yol üstü sayılmayan, ulaşması biraz emek isteyen ama vardığınızda her saniyesine değen bir kasabada sizi bekliyor. Eski bir balıkçı kasabası olan bu huzurlu köşede, ruhunuza iyi gelecek bir tatil yaşayacaksınız.Pilos'ta bir gün geçirdiğinizde, içinizden bir parçayı burada bırakacağınızı, buradan da yanınıza küçük ama anlamlı bir parça alıp gideceğinizi biliyoruz. Ve muhtemelen bundan sonraki seyahat planlarınıza “Turunç’u da yine yazalım” diyeceksiniz.
5-Açelya Otel
Açelya Otel, yıllar geçse de samimi ruhunu hiç kaybetmemiş yerlerden. Otelin tüm odaları avluya bakıyor ve denizi yandan görüyor, ama 132 numaralı oda başka bir güzel, havuza ve de denize aynı anda bakıyor. Otelin en keyifli yanlarından biriyse sahil kıyısındaki restoranı ve önündeki özel plajı. Sabah kahvaltınızı ya da akşam yemeğinizi burada, denize karşı yavaş yavaş batmakta olan güneşi izleyerek yemek… İşte o an her şeyin tadı daha da güzel geliyor. Zeytinyağlılar, taptaze balıklar, ızgaralar, efsane Açelya köfte ve hamburger... Tüm bunlar hem lezzetli hem de içinize sinen kadar doğal. Açelya, sadece konakladığınız bir otel değil, içine girdiğinizde “iyi ki gelmişim” dedirten bir huzur noktası.
6- Assos Terrace Hotel
Kadırga Koyu’nun masmavi sularına sıfır bir konumda, doğayla baş başa kalabileceğiniz, ayağınızı kumlara değdirdiğinizde zamanı unutturacak bir yer düşünün.Assos Terrace Hotel,denize birkaç adımda ulaşabildiğiniz, sabah kuş sesleriyle uyanıp gün boyu dalga sesleriyle dinlenebileceğiniz bir sığınak. Ege’nin en berrak koylarından biri olan Kadırga’nın kıyısında yer alan otelin plajı adeta bir doğa harikası. Tüm odaların denize bakması da ayrı bir güzellik. Güne gün doğumuyla uyanmak, akşamüzeri ise o kızıl turuncu gün batımını balkondan izlemek insana iyi geliyor. Odalar sade ama şık. Karmaşadan uzak, ferah bir atmosferi var. Konforun abartıya kaçmadan, tam dozunda sunulduğu bir yer.
7- Gökçeada Surf Hotel
Gökçeada’nın Aydıncık Plajı kıyısında, taş avlulu, yeşilliklerle çevrili, yıllardır ruhunu kaybetmeden ayakta kalan bir yer var: Gökçeada Surf Oteli. İçeri adım attığınız anda adaya özgü o doğal hava, dev taş duvarlardan, rüzgârın sesinden, çimenlerin arasındaki sessizlikten üzerinize siniyor. Denizi sıcak ve davetkar, sabahları tuz gölünün üzerinden doğan güneşle uyanmak, akşam sahile inip güneşi uğurlamak burada sıradan şeyler. Sörf, bu otelde sadece bir aktivite değil, adeta bir yaşam biçimi; özgür, hafif, doğayla uyumlu. Ailece tatile gelenler de, rüzgârın peşinden koşan sörfçüler de, sessiz sakin bir kaçamak arayanlar da aynı huzurda buluşuyor. Mutfak deseniz, sabah kahvaltıları adeta birer sürpriz kutusu: el yapımı pişi, gelincik ve nane reçelleri, süt reçeliyle birleşince her lokma çocukluk anısı gibi. Akşamları ise taş fırında pişen Napoli pizzaları, ada kuzusuyla hazırlanan yemekler, sakızlı muhallebiler… Her şey, abartıdan uzak ama lezzetiyle akılda kalıcı. Gökçeada Surf Oteli, sadece güzel bir plajın ötesinde, dokusuyla, kokusuyla, rüzgârıyla hafızalara kazınan bir yer.
8-Ova Küçük Otel
Ova Otel, Ovabükü Plajı'nın kıyısında, Datça’nın Mesudiye Köyü’nün sessizliğine karışmış, doğayla iç içe sakin ve kendi halinde bir güzellik.Sabah gözünüzü açtığınızda duyduğunuz ilk şeyin dalga sesi olduğu bir yer burası.Geniş bir alana yayılmış, yemyeşil bahçesiyle neredeyse denize sıfır konumda bir yer. Odaları sade, temiz ve iç ferahlatan cinsten. Öyle lüks peşinde koşmadan, samimi bir tatil arayanlar için biçilmiş kaftan. Kahvaltıda zeytinyağlılar, taze mezeler, kendi bahçelerinden toplanmış sebzelerle hazırlanan yemekler masanıza geliyor. Akşamları gün batımını izleyerek balık yemek, sabahları denize karşı çayınızı yudumlamak bu otelin rutinlerinden. Ayrıca çevresindeki koylar yürüyüşle keşfedilecek kadar yakın, Kindos Antik Kenti de cabası. Kısacası, sadece denizin değil, huzurun da kıyısında bir yer.
9- Alaçatı Beach Resort & Spa
Alaçatı Beach Resort & Spa, Alaçatı’da denizin en güzel tonlarıyla karşılaşacağınız yerlerden biri Çark Plajı’nın kıyısında, yemyeşil geniş bir arazinin ortasında sessizce yer alıyor. Mavi bayraklı, tertemiz bir plajı var. Ayaklarınız incecik kumlara değerken, masmavi denize bakıp sadece rüzgarın sesini dinliyorsunuz. Şezlonglar rahat, ortam huzurlu; güneşin altında zaman bir başka akıyor burada.Gününüzü güneşte ve denizde geçirdikten sonra, otelin spa alanında kendinize bir iyilik yapabilirsiniz. Aromaterapiden sıcak taş masajına kadar pek çok seçeneği var; yorgunluğunuzu sadece bedeninizden değil, zihninizden de alıp götürüyor. Üstelik her detayda Alaçatı’nın o sade, şık havası var. Denizle baş başa kalmak isteyen, biraz nefes almak, biraz da kendini şımartmak isteyen herkes için tam anlamıyla huzurlu bir kaçış noktası.
10- Ekincik Beach Hotel
Muğla'nın Ekincik beldesinde, gözlerden uzak ama bir o kadar da etkileyici bir yer. Ekincik Beach Hotel, her şeyin doğallığıyla sizi sarıp sarmalıyor. 28 yıl önce ailesi tarafından kurulan bu otel, köklü geçmişinin izlerini taşırken, her detayıyla da günümüzün konforunu sunuyor. Hemen kapıdan içeri adımınızı attığınız anda, iç içe geçmiş rengarenk çiçekler, palmiyeler ve taşlarla çevrilmiş zarif yapılar karşılıyor. Burası, sıcaklığını ve samimiyetini yalnızca yapısından değil, çalışanlarının güleryüzünden de alıyor.Otelde geçirdiğiniz her an, doğanın sesiyle, denizin huzur veren dalgalarıyla birleşiyor. Özellikle teraslı odalarda, pencereden gelen rüzgarla birlikte dalgaların sesi, bir nevi "wabi sabi" huzurunu hissettiriyor. Plajı, güneşin batışını izlerken ya da sabah kahvaltısının keyfini çıkarırken kendinizi bir parça cennette hissediyorsunuz. Yemekleri de oldukça lezzetli, taş fırında pişen pidenin kokusu bile buranın ne kadar özel olduğunu anlatmaya yetiyor. Birkaç gün kalıp ayrılmak istemeyeceğiniz, bir hafta sonu tatilinde bile uzun süre kalmak isteyeceğiniz bir yer.
11- Otel Mavi Beyaz - Palamutbükü Datça
Datça'nın en güzel köşelerinden biri olan Palamutbükü'nde, denizin tam kenarında yer alan Mavi Beyaz Otel, huzur arayanlar için birebir. Burada, her odadan denizi görmek o kadar kolay ki, bazılarında adeta denizin üstünde uyuduğunuzu hissediyorsunuz. Dalga seslerinin ve cırcır böceklerinin eşliğinde, hiç gitmek istemeyeceğiniz bir ortamda buluyorsunuz kendinizi. Öyle bir deniz ki, gözlerinizi kapadığınızda bile, berraklığıyla kendini hissettiriyor. Green Peace tarafından Akdeniz’in en temiz denizi seçilen bu koya bir adım attığınızda, doğal güzellikler sizi kucaklıyor.Ev sahibesi Madame Louise’in mutfağında, geleneksel tatlarla hazırlanan mezeler ve yöresel yemekler, burada sadece yemek yemeyi değil, bir lezzet yolculuğuna çıkmayı da sağlıyor. Zeytinyağlılar, av hayvanları ve taze otlarla yapılan yemekler, her lokmada buradaki doğayı, kültürü ve sıcaklığı hissettiriyor.
12- Mandalya Beach Hotel - Kargı
Datça’nın saklı güzelliklerinden Kargı Koyu’nda, masmavi denizin tam kıyısına kurulmuş Mandalya Otel, huzuru arayanların gönlünü ilk bakışta çalıyor. Tüm odalarının deniz manzaralı olması, sabah gözlerinizi açtığınız anda maviliklerle buluşmak demek. Odanızdan çıkmadan denizi izleyip, gün boyunca tuz kokulu saçlarla serin gölgelerde dinlenmek ya da yumuşacık kumsalında sessizce güneşlenmek burada bir ritüele dönüşüyor.Yeşille mavinin kol kola girdiği bir doğanın tam ortasında, zeytin ağaçlarının gölgesinde kurulmuş bu otel; şehirden, koşuşturmacadan uzaklaşıp kendinizle baş başa kalmak için mükemmel bir adres.Burada geçirdiğiniz her gün sade ama bir o kadar da büyülü. Geceleri gökyüzüne daha yakın, gündüzleri ise denize…
13- Fiska Selimiye - Selimiye Marmaris
Selimiye’nin en sakin ucunda, denizin tam bitiminde öyle bir yer var ki… Sanki dünya biraz yavaşlıyor, zamanın ritmi değişiyor. Fıska Selimiye, konaklama ve de restoran-plaj hizmeti sunuyor ama öyle bildiğiniz gibi değil. Burası gerçekten bir yaşam biçimi. Odalar denize sıfır, arada sadece birkaç adım var ve o adımlar sizi maviyle buluşturuyor. Her odanın kendi balkonundan izlediğiniz manzara, sanki bir tablonun içine düşmüşsünüz gibi begonviller, yeşil çimler, masmavi gökyüzü ve ışıltılı deniz.Otelin içinden çok dışı konuşuyor sizinle. Sabahları denizin sesiyle uyanmak, kahvenizi gölgede yudumlamak, sonra beyaz hamaklara uzanıp bir kitaba dalmak… Tüm bunlar günün akışını belirliyor burada. Mutfaklarında da doğallık ön planda. Kahvaltılar kendi bahçelerinden gelen taptaze ürünlerle hazırlanıyor. Dilerseniz gün sonunda, gün batımının pembeliğinde masanıza gelen akşam yemeğiyle günü taçlandırabilirsiniz.
14- Med-inn Hotel
Muğla’nın Güllük Koyu’nda, kalabalıktan uzak ama bir o kadar da hayata yakın bir yerde, Med-Inn Hotel size sahici bir tatil hissi yaşatıyor. Sabah gözünüzü açtığınızda odanızın camından masmavi bir deniz manzarasıyla karşılaşıyor, kahvenizi yudumlarken "iyi ki" diyorsunuz. Otelin kendine ait özel plajı var ve burası gerçekten huzurun adresi. Altın sarısı kumlar, tertemiz Ege suları ve sadece otel misafirlerine ait bir sahil. Sessizliğiyle konuşan bir yer adeta. Her şey ince ince düşünülmüş: Geniş, ferah odalar, şık ama samimi detaylarla döşenmiş. Gündüzleri denizin tadını çıkarıp, akşam otelin restoranında yerel ürünlerle hazırlanmış leziz Akdeniz yemeklerini tatmak tam bir keyif.
15- Ortunç Hotel - Cunda Adası
Ayvalık’ın doğayla kucaklaştığı en güzel koylardan birinde, çam ve zeytin ağaçlarının serinliğinde saklı bir huzur noktası. Ortunç Hotel, öyle bir yer ki, hikayesi sadece bir otelin değil, toprağa kök salmış bir ailenin, yıllar içinde doğayla kurduğu bağın hikayesi aslında. Midilli’den mübadeleyle gelen bir ailenin yıllar önce yerleştiği bu vadi, 1960’ta genç Orhan Tunç’un gözünden yeniden keşfedilmiş. Sonra sevgiyle, sabırla büyütülmüş, doğanın ruhuna zarar vermeden, onunla uyum içinde bir yaşam alanına dönüşmüş.Kalabalıktan uzakta, kendi küçük koyunda doğayla baş başa kalabileceğiniz çok özel bir yer. Minimal, sakin ve zarif. Burada sabah dalga sesleriyle uyanır, tertemiz bir denizde yüzüp, doğal malzemelerle hazırlanan enfes yemeklerin tadını çıkarırsınız. Plajı Mavi Bayrak ödüllü, kendine has, huzurlu… Her şey olması gerektiği kadar ve yerli yerinde.
16- Reges a Luxury Collection Resort & Spa
Çeşme’nin Boyalık koyunda, Ege’nin o dingin maviliğine sıfır konumda yer alan Reges a Luxury Collection Resort & Spa, sanki biraz durmak, derin bir nefes almak isteyenler için tasarlanmış gibi.Odalarının hepsi denize bakıyor, sabah uyanır uyanmaz gördüğünüz manzara, dalga sesleriyle birleşince güne iyi başlamamak imkansız. İçerideki her detay sade ama özenli. Rahatlık ön planda, ama bir o kadar da şık.Bahçesinde çıplak ayakla dolaşmak, kendine ait plajında gün boyu denize girip, bir ağacın gölgesine yaslanmak mümkün. İsterseniz plajdaki kabanalarda tembellik edin, isterseniz açık havuzlardan birinde serinleyin. Bir de spa alanı var ki, sadece bedenin değil, ruhun da yumuşamasına alan açıyor. Türk hamamı, buhar odası, sauna.Günün sonunda yıldızların altına uzanıp sessizliği dinlemek kadar iyileştirici bir şey az bulunur. Çeşme’de, tatilin gerçekten tatil gibi hissettirdiği nadir yerlerden biri burası.
17- Casa Mimas Hotel
İzmir’e bu kadar yakın olup da Karaburun gibi sakin ve huzurlu bir cennet sunan bir yer bulmak gerçekten nadir. Çeşme’nin hareketliliğinden uzak, sadece doğanın sesleriyle uyanmak ve denizin huzurunu içinize çekmek… İşte tam da bu deneyimi yaşatacak yer Casa Mimaş Hotel! İncirlikoy Plajı’na sadece 50 metre mesafede, doğanın kucakladığı bir otel. Burada, denizle bütünleşmiş odalar ve restoranlar, sizi hem görsel hem de ruhsal olarak dinlendiriyor. Karaburun’un o nefis doğasında, sabahları kuşların cıvıltısı eşliğinde uyanmak, gün batımında denizin üzerindeki ışıltıya dalıp gitmek çok özel bir his.Burası, Karaburun’un saklı güzellikleriyle tam uyumlu bir otel. Her odasında, tüm detaylarıyla, deniz manzarası ve doğayla iç içe olmanın keyfini yaşatıyor. Farklı tarzda odalar, özellikle teraslı dome odalar, balayı çiftleri için harika bir seçenek. Ayrıca, burada patili dostlar da unutulmamış. Havanın taze kokusu, denizin sakinleştirici sesi ve gün batımındaki o muazzam manzara insanı mest ediyor.
18- Casa Daracia - Bozburun Marmaris
Bozburun’a adım attığınızda, sessizlik ve doğanın kucaklayıcı huzuru sizi karşılıyor. Marmaris’e oldukça yakın olsa da, burada her şey o kadar sakin ve doğal ki, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Casa Daracia, tam da bu huzuru yaşayabileceğiniz bir yer. Buradaki sadelik o kadar huzur verici ki, her şeyin aşırıya kaçmadan, doğanın içinde kaybolacak şekilde düzenlendiğini hissediyorsunuz. Her odası deniz manzaralı, sade ama zarif bir şekilde tasarlanmış. Burada geçirdiğiniz zaman, sadece denizin ve doğanın sesleriyle buluşmak değil, aynı zamanda kendinizle de buluşmak oluyor.Sabahları denizin huzurlu sesine uyanmak, gün boyu sessizliğin içinde kaybolmak ve akşamları romantik bir yemekle günü sonlandırmak buranın en güzel yanlarından biri.
19- La Bohme Kabak - Kabak Ölüdeniz
Kabak’taki La Boheme’de, günün her saatinde ruhumuzu dinlendiren bir huzur var. Sabah güneşinin yavaşça odaya girmesiyle başlayan serüven, akşam gün batımının sıcak renkleriyle adeta bir masala dönüşüyor. Kabak Vadisi’nin doğal güzellikleri, Rodos Adası’nın uzak siluetiyle birleşerek penceremizden görünen kartpostal manzarasında hayat buluyor. Burada, özel teraslı ve jakuzili odalar, sakinliği daha da derinleştiriyor. La Boheme, denize sıfır bir konumda, ahşap platformdan denize girebilme imkanı sunuyor. Sonbaharın huzurla dokunduğu bu mekanda, sabah kahvaltısından akşam gün batımına kadar her anı romantizmle dolu geçiriyoruz. Yoga platformunda huzurlu bir meditasyon yapabileceğiniz gibi, dolunay akşamlarında canlı müzik eşliğinde eğlenceli anlar da sizi bekliyor. La Boheme’in enerjisi, doğayla iç içe yaşamak isteyenlerin buluşma noktası.
Siz de bu yaz olduğu gibi, denize sıfır konumda, doğayla iç içe, huzurlu ve özel plajlı bir otelde tatil yapmak istiyorsanız, daha fazlası için En Güzel Plaja Sahip Oteller listemize göz atmayı unutmayın.