Aranıyor...
Sonuç bulunamadı.
Akdeniz Bölgesi’nde yer alan Antakya, Türkiye’nin en güneydeki ili Hatay’ın merkez ilçesidir. Tarihini bugün bile aynı canlılığıyla yansıtan Antakya, UNESCO tarafından barış kenti olarak seçilmiştir. Tarihi ve kültürel özelliklerinin yanında doğasıyla da göz dolduran Antakya’da, Lübnan Dağlarından doğup Türk topraklarında denize dökülen Asi Nehri’nin güzelliklerini görebilirsiniz.
Yaklaşık olarak 2300 yıllık bir geçmişi olan Antakya'da ilk yerleşimin tarihi M.Ö. 8000'e kadar uzanır. Mısır, Hitit, Pers ve Makedonya gibi medeniyetlerinde hâkimiyetinde kalmış olan şehri M.Ö. 300 yıllarında, İskender'in ölümünden sonra imparatorluğunu paylaşan komutanlarından Seleucus kurmuştur. Şehre, Seleucus’un babasının adı olan Antiokus isminden dolayı Antiocheia adı verilmiştir.
M.Ö. 60 yıllarında Roma İmparatorluğunun hâkimiyetine giren şehir en güzel çağlarını yaşamıştır. Antakya, Roma döneminde dünyanın 4. büyük kenti olma özelliğini kazanmıştır. Mezopotamya’yı Doğu Akdeniz’e bağlayan yol güzergâhı üzerinde olduğundan Hatay’ın tarih çağlarındaki önemi açıktır.
Antakya, 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Anadolu kapılarının Türklere açılması ile 1084 yılında Selçuklu sultanı Alparslan tarafından Türklerin eline geçmiştir. Zaman zaman Haçlılar tarafından kuşatılan şehir, en son Yavuz Selim zamanında 1516 Mercidabık Savaşı ile Osmanlılara geçmiştir. Kurtuluş Savaşı yıllarından sonra bir süre Fransa idaresinde kalan Antakya’da 1937’de Bağımsız Hatay Devleti kurulmuştur. 1939'da Hatay Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlanmıştır.
Antakya’nın havası rüzgârlı, denizi dalgalıdır. Şehrin rüzgârı ve denizinin dalgası sörfle uğraşanlar için güzel bir fırsat olabilir.
Antakya, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmasının getirmiş olduğu kalıntılarla tarih ve kültür turizmi için de önemli bir konumdadır. Gerek kültür gerekse iş ve kongre turizmi nedeniyle tüm yıl turistlerin uğrak yeri olan bir şehirdir.